İnsanı etkileyen sözlerin başında şiir gelir.Şiir bir insanın duygularını,düşüncelerini yansıtma biçimidir.Şiir hayatımızın en önemli öğesi olup dilin ve insanın özüdür.Şiirde önemli olan ne yazıldığı değil okuyucunun ne anladığıdır.Yani şiir bambaşka bir şeydir ve anlatılmaz.   

Elbette şiirin kaynağı insandır.Şiiri yazmak için birbirimizi anlamamız lazım çünkü insanı anlamayan şiir yazamaz.Şiir sadece yazmak için yazılamaz.Şiir seni,beni,bizi anlatması lazım.Duygularımızı,heyecanlarımızı,sevdiklerimizi anlatmanın en güzel şeklidir hepimiz aşkı,sevgiyi biliriz,hepimizin yaşadığı iyi,kötü olaylar olmuştur,kaybettiğimiz insanlar,bir türlü unutamadığımız kişileri şiirimize yansıtırız.   Keşke herkes şiir yazabilse de birbirimizi daha iyi anlasak.Çünkü artık konuşarak anlaşamıyoruz,duygularımızı,sorunlarımızı,anlatamıyoruz ama en azından bunları şiirlerde dile getirerek herkes okuyabiliyor ve böylece insan olduğumuzu,kimseyi kırmamız gerektiğini anlıyoruz.   Bunları içimden geldiği gibi yazdım bende çok sevdim kaybettiğim insanlar oldu unutamadığım kişiler benim istediklerim beni istemedi beni isteyenleride ben ama noldu koca bir hiç.Yine ben kaybettim,ben üzüldüm,bunları hep okuduğum,yazdığım şiirler de dile getirmeye çalıştım ve kendimi sonunda huzura kavuşturdum.

İstanbul’u Dinliyorum Şiiri

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalı Çarşı;
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa;
Güvercin dolu avlular.
Çekiç sesleri geliyor doklardan,
Güzelim bahar rüzgârında, ter kokuları;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başında eski âlemlerin sarhoşluğu,
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, lâf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor, fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul’u dinliyorum.

Orhan Veli KANIK

(Varlık, 1.6.1947)