Sene 1913, Balkanlar’ı kaybetmişiz.Orada yaşayan soydaşlarımızın Türkiye’ye dönüş hazırlıkları.
Bu savaşın Osmanlı için toprak kayıplarından çok daha ağır sonuçları oldu. Sivillerin doğrudan hedef alındığı ilk ve en acımasız savaştı. Kaybedilen topraklarda ve sonradan Bulgaristan olacak ülkede yaşayan Türkler, toptan kıyıma ve sürgüne tabi tutuldular. Bir milyonun üzerinde insan süngülerin önünde yollara düştü ve bunların yüz binlercesi can verdi.
Balkanlar’daki Müslüman nüfusunun yüzde 35’i sürülmüş, yüzde 27’si kıyıma uğramıştı. Kalanlar artık azınlıktaydı. “Irklar savaşı” meyvesini vermiş, yüz yıla yayılan etnik temizlik hareketi sonucunda Türkler, Balkanlar’ın hayatından uzaklaştırılmıştı. Bu da yetmemiş olacak ki, Balkanlar’da kalan Türklerin, Arnavut ve Boşnakların Türkiye’ye sürgünü 2000’li yılların başına kadar devam etti. Yeni Türkiye Cumhuriyeti de, kurulduğu günden bu yana kesintisiz süren, kimi dönemlerde kitlesel nitelik kazanan göçleri karşılamak zorunda kaldı.
Balkan Savaşları’nın en belirgin niteliği sivil halkın hedef alınmasıydı. Öyle korkunç kıyımlar yaşandı ki, Balkan Müslümanları kitleler halinde yollara düştüler. Yine de saldırılara uğramaktan kurtulamadılar. Pek çok göçmen yollarda can verdi. Yalınayak yola çıkan, tümü kadın ve çocuklardan oluşan bu grup, Bulgar askerlerinden ve çetecilerinden kaçıyor.
Kaynak:Atlas Dergisi